İnanıyoruz!
Yunanistan'da ki maçın bitiş
düdüğüyle beraber hepimiz İstanbul'da oynanacak maçla yatıp kalktık son 1
haftadır.
Maç öncesi semt inanılmazdı, ağaçlı
yoldan Dolmabahçe'ye akın vardı resmen. Arena hınca hınç doluydu, bizim için
savaşın, final istiyoruz koreografisi muhteşemdi.
Maça da muhteşem başladık, önce
Talisca'nın muhteşem ortasına Aboubakar'ın kafası, arkasından Babel'in güzel
golü, zor dediğimiz maç bir anda kolay olmuştu. Tribünlerde bayram havası vardı.
Adriano'ya çarpan topun ağlara gitmesi de canımızı çok sıkmamıştı aslında. Ta
ki 39. dakikaya kadar
Aboubakar 39. dakikada öyle gereksiz
bir şey yaptı ki, hiç bir açıklaması olamaz. Topsuz alanda rakip futbolcuya
attığı kafayla, hem takım arkadaşlarına ihanet etti, hem de 20 milyon Beşiktaş
taraftarına. Bir futbolcu, bu kim olursa
olsun, böyle bir sorumsuzluk yapamaz. Kiev maçında gördüğü kırmızı kart kadar
ucuz,gereksiz,sorumsuz bir kart daha gördü. Acilen gereken neyse yapılmalı,
Beşiktaş forması bu kadar ucuz değil. O
yüzden herkese benden çay Abou'ya yok!
Ama sahada olan,inanmış 10 kartal
yürekli, arkadaşlarının bu sorumsuzluğunu kapatmak için yüzde 100'den fazla
performans ortaya koydular, savaştılar, didindiler, mücadele ettiler.
Önce Babel ve sonrasında Cenk
Tosun'un golleri Vodafone Arena'yı tekrar bayram yerine çevirdi. Geçen hafta
100 kişiyle söylenen İzmir Marşı bu sefer 40.000 kişiyle söylendi.
Burada söylemeden edemeyeceğim bir nokta
var ki, takım iyiyken tribünlerde iyi, takım sendeleyince tribünler komple
ölüyor. Asıl ihtiyacımız olan itici güce takım sendelerken ihtiyacımız var.
Skor ne olursa olsun desteğe devam edilmesi lazım.
95 yıl önce ki zaferin ufak bir
benzerini bize yaşatan 13 Kartal'a ve 40.000 Mustafa Kemal'in askerine candan
teşekkür ediyorum.
Şimdi sırada çeyrek final var, evet
biz inanıyoruz! Bu takım finale gidebilir.
O yüzden ;
Çıldırt bizi,
Delirt bizi
KARTALIM...
Bu stadı başlarına yıkalım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder